Sevinçle gittim bir pazar kafama esince bir anda;
Bostancı’dan motor Heybeliada. Zaten adaya her ayak bastığımda hayat hep yolunda, ben hep tatildeyim hissi kaplıyor içimi. Tüm Adalar için geçerli tabii bu hissim. Hoş, devamlı yaşasaydım aynı mı olurdu tabii bimiyorum. Neyse…
Tabii ki planım Heybeliada Özel Rum Fener Lisesi. Gidiş için de yürüyüş parkur planladım. Yol üstünde tatlı ada evleri, minnak kahveler, gerçek eskiciler, kitapçılar arasında fotoğraf çeke çeke ilerledim. Bu fotoğraf çekme meselesi bende arkanda pirinç tanesi bırakıyor hissini veriyor, bir sevinçli oluyorum o da başka tabii. Hafif rampalı yokuşu ben yürüyerek, başkaları biskletle çıkarken sağlı sollu güzel ağaçların arasında bir anda karşına çıkıyor okul. Yüksek duvarlarından taşan bol yeşilliklerle. Kapıda görevli var ve her zaman açık olmuyor aklınızda olsun!
Okul 1895 deprem sonrası tekrar renove görmüş. Bodrum, giriş ve 2 kat olarak işlev görmüş. Bodrum katında göremediğim kapalı olan kütüphane varmış ki… 60 bin üzerinde kitap olduğu söyleniyor. Aynı zamanda laboratuarlar ve yemekhane de bu katta bulunuyormuş. Binaya geniş mermer merdivenler ve iki yanda bulunan antik sütunlar arasından giriliyor. Bu bile çok heyecan verici! Ana girişte kocaman bir alan. Aya Triada kilise ve yukarı çıkan merdivenler ve sağa doğru kaybolacağınız koridorlara açılıyor. O koridorlarda sınıflar kantin bahçeli teraslar ve içlerinden geçtikçe daha da şaşkınlığa düşeceğiniz müthiş güzellikler.
Randevusuz gitmemenizi öneririm. Hayal kırıklığına uğramamanız için; Randevu Tel: 0216 351 85 63 – 351 84 17
Benim gibi fotoğraf çekmeye meraklı iseniz #storyofistanbul instagram üzerinden taglemenizi rica ederim.