Tıpkı bugün gibi… Sevdiğim şarkı sözleriyle güzel bir giriş yaptıktan sonra size orta okulum Beşiktaş kız lisesinden bahsetmek istiyorum. Çırağan Caddesi üzerindeki okula giderken – gelirken yol üzerindeki büfemizde yemelere doyamadığımız gazoz – tost birlikteliğinin tadına varmış bir talebe olaraktan şimdi anlıyorum ne ihtişamlı bir okulda okuduğumuzu…
Benim zamanımda sadece kız lisesiydi okulumuz. Herşey devasa görünürdü gözüme. Dar uzun ahşap kapıları, oymalı harika tavanları, aşağıdan yukarıya açılan pencereleri, koskocaman ağaçlarla dolu bahçesi ve denizin tam yanı.
Daha sonra çok sonra Anadolu liseleri statüsüne geçen okulum Beşiktaş Kız Lisesi, 1871 yılında Sultan Abdülaziz tarafından dönem mimarı Sarkis Balyan’a Çırağan Sarayı’nın Harem dairesi olarak yaptırtılmış. Halifeliğin kaldırılmasından sonra da Milli Eğitim’e hizmet etmek üzere okul olarak kullanılmaya başlanmış. Ben de işte bu hikayelerin geçtiği koridorlarda bugünlerime hazırlandım, çok şeyi farketmeden, edemeden. O zamanlar okul sadece kız talebeler içindi dedim ya, sonrasında karma olmuş hatta ismi Beşiktaş Lisesi olarak değişmişti, artık Anadolu Lisesi statüsünde yoluna devam ediyor.
Sonradan öğrendim ki okulumuzun en alt katındaki gri mavi renkli kantinimizde, 5.Murat meğersem tam yirmisekizyıl hapis yatmış! Şimdi anlıyorum kış günleri hava karardığında çift dikiş elebaşlarının bizi hayalet sesleriyle korkutmalarının altında yatan gerçeği.
Bir de hiç unutmadığım, tarih hocam nam-ı değer “Heredot” eksi altındaki puanlarıyla ”eksi bir gibi” unutulmazlarım arasına giren öğretmenlerimden biridir…
İşte böyleydi benim Beşiktaş Kız Lisem…
İstanbul bir su’dur azizim.. Akaar gider… Seni de içinde kaybeder…