Renkli mozaiğinin, değişik hayatların, belgelerin, anıların, ağıtların, sorgulamaların, aşkın, hüsranın, hayatın bulunduğu canım İstanbul.
İstanbul’u merkez alan, değişik zamanlar içinde İstanbul’u kaleme alarak bize müthiş bir miras bırakan o kadar çok yazar ve onların da o kadar çok kitabı var ki! Durum böyleyken, kendi İstanbul kitaplığımdan bir kitap seçkisi serisi yapmam şart oldu.
Kitapları tarafsız bir gözle okumaya çalışmanızı ve İstanbul’un çok uluslu, çok dinli bir kent olageldiğini unutmadan, İstanbul’da medeniyetlerin buluştuğu, eridiği bazen de birbirine karışmadığını, su ve yağ gibi ayrıldığını hatırlayarak okumanızı salık veriririm.
Yazarların bu satırları kaleme alarak İstanbul’a kattıklarını için bin şükür.
Tanımadığın şehri sevemezsin!
Başlayayım:
1. Beni uzun zamandır takip edenler bilir, Refik Halid Karay’ın yeri ayrıdır bende. Haliyle bu ilk seçkimde de onun Memleket Yazıları serisinin ilk kitabı Hep İstanbul olmalı. Hep İstanbul, RHK’ın değişik mecralarda yayınlanan yazılarından bir seçki 1938-1957 yılları arasını kapsıyor. Bu yazıları sürgün döneminden sonraki yazılarından oluşuyor, 16 sene sonra kavuştuğu çok çok sevdiği İstanbul’u nasıl bulduğunu, özlemini ilk yazıda hissedeceksiniz.
Hep İstanbul, İnkılap Kitabevi.
2. Haris Spataris’in Biz İstanbullular Böyleyiz kitabı, yazarın 1906-1922 yılları arasındaki İstanbul’a özellikle mahallesi olan Fener sokaklarına götrürecek sizi. Beğenmediklerini dümdüz yazan, taraflı bir gözlemci Spataris, tarafsız bir gözle okumaya çalışın derim. 1922’de Yunanistan’a göç ediyor.
Biz İstanbullular Böyleyiz, Kitapyayınevi
Tanımadığın şehri sevemezsin!
Proud founder of @istanbulfood and @saporistanbul and @storyofistanbul