Istanbulites: Zerrin İren Boynudelik

Kimdir: Üniversiteler (ODTÜ, Mimar Sinan ve İTÜ). Dr. tezi İTÜ. Sanat tarihçisi. Öğretim üyeliği yaptı.(MSGSÜ ve YTÜ). Emekli oldu. Kitaplar ve yazılar yazdı ve yazmaya devam ediyor. Adatepe’de yaşıyor. 1999’dan beri bir yaz okulu (Adatepe Taşmektep) programı yürütüyor.

1. İstanbul’u üç kelimeyle anlatacak olursanız…

Güzel, Zor, Vefasız…

2. İstanbul’un fotosunu çekseydin hangi kare olurdu…

Galata’dan tarihi yarımada. İçinde mutlaka Süleymaniye olurdu.

3. İstanbul’dan silmek isteyeceğin birşey…

Haliç üzerindeki metro geçen köprü.

4. Nerelerde yürümeyi seversin…

Beşiktaş/çarşı içi, Karaköy/Perşembe Pazarı (hırdavatçılar çarşısı), Eminönü /Tahtakale, Zeyrek, Nişantaşı ve Osmanbey’in arka sokakları (kumaşçılar falan olan sokaklar).

5. İstanbul’un neden taşı toprağı altın…

Bir bilsem! Ama düşününce şöyle mi acaba diyorum; Bütün büyük kentler gibi olanakları çok. İş, okul, sosyal çevre, kültürel imkanlar ile ilgili seçenek çok. Bence laf bu “bolluğu” anlatıyor. Bunlara bir yerinden tutunursan zenginlik senin elinde olur gibi…

6. Senin İstanbul hikayen ne…

Burada doğdum. Kısa aralıklar (babamın memuriyeti nedeniyle 3 yıl, benim Üniversite hayatım için 5 yıl) dışında hep burdaydım. 20’li yaşlarımda İstanbul’u karış karış bilir, bununla da pek övünürdüm. En uzak semtlerine kadar gider, gezerdim. O zaman en uzak yer Güngören, 4. Levent ya da Küçükyalı idi. Sonra şehir benim gezme hızımdan daha büyük bir hızla büyüdü. Ben de şimdi kendimi İstanbul’da Beşiktaş, Karaköy, Eminönü, Taksim, Nişantaşı hattına kapadım. Hatta daha da ileri giderek İstanbul’u yarı zamanlı terkettim. Artık bu şehir benim için ara sıra gelinecek, neredeyse hiç özlemediğim bir yer. Yani düşünüyorum da galiba bu şehire biraz kırgın ve kızgınım bu bozulmaları yüzünden (sanki kendi suçu imiş gibi ama kızacak başka birini bulamadım. Ben de kendine iyi bakmadığı için İstanbul’a kızıyorum). Sanırım artık bu şehirle bağlantım sadece bir kaç güzel anı, yer ve dost!

Fotoğraf: Demet Parlar, Büyük Valide Han